LeoVegas ile Jackpot'ı Kazan 📈

Üstelik, canlı casino bölümünde gerçek krupiyelerle oynama şansınız da var. Mobil Uyumlu: Akıllı telefon ve tabletlerle de erişim imkanı sağlar, böylece her yerden oynama özgürlüğü sunar. Konferans’ta da il ve ilçe kalabalık yerleşim birimlerine baskınlar düzenleyip intihar eylemlerinin gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü, sanığın bilhassa GKK'ların barındığı köyleri hedef gösterdiğini, GKK'nın PKK örgütüne katılmayan Kürt asıllı vatandaşlarımız olduğunu, GKK'nın PKK’ya katılmayı kabul etmemesi ve aksine devlet güçleri yanında yer almasının ve 22 Şubat 1999 tarihi itibariyle 1225 GKK'nın şehit edilmesi, öldürülen 4472 vatandaşın büyük çoğunluğunun Kürt asıllı bulunması gibi olguların; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kürtlere baskı yaptığı ve PKK'nın Kürt halkının özgürlüğü için savaştığı yönündeki propagandayı boşa çıkaran çok iyi gerçekler olduğunu, Sonuç olarak iddianamelerde yer verilen ve her biri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının canına ve malına yönelen, toplum düzenini bozan ve sarsan, herkeste kin ve nefret duyguları uyandıran, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü hedef alan, gerek yurtiçinde ve gerek yurtdışında yasadışı silahlı terör faaliyetlerine başvuran PKK örgütünün ve elebaşı olan sanık Abdullah ÖCALAN’ın eylemlerini tüm dosya kapsamı ve sanığın savunmaları ile sabit olduğu, eylemlerinin gerek yurtiçinde ve gerekse yurtdışında uzun süredir ve sürekli olarak gerçekleştirilip yaygınlaştırılması, çokluğu ve nitelikleri ile sanığın halen de örgütle olan bağlantısını kesmemiş olduğu nazara alınarak TCK'nun 125. maddesi uyarınca cezalandırılmasına, emanette kayıtlı olan örgüte at eşya ile paranın TCK'nın 36. maddesi gereğince müsaderesine, tutukluluk halinin devamına karar verilmesi talep olunmuştur.

Dinamobet giriş 1029

C. Savcılığınca alınan 22.02.1999 günlü ifadesinde: PKK örgütünün kurucusu olduğunu, örgütün önderliğini yaptığını, kendi, önderliğinde Türkiye toprakları üzerinde silahlı bir mücadele başlattığını, başlangıçta Kürdistan Devleti kurmak gibi bir kavramları olduğunu ancak gelişen süreç içerisinde müstakil bir Kürt Devleti kurmak değil de, Kürtlerin de cumhuriyetin kuruluşunda rol almış bir halk olarak Özgür olduğu bir ortam içerisinde birleştirilmesi ve bu temelde ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel özgürlüğünü elde etmiş olarak birarada yaşayabileceği sonucuna vardığını, MED Televizyonunda 13.12.1998 günü, “Kendinizi yakmayın, sizi yakanları yakın” şeklindeki konuşmanın kendisine ait olduğunu, bu konuşmanın özgürlük temelinde bir arada yaşama düşüncesine de aykırı olduğunun farkında olduğunu, ancak bu konuşmayı ağır bir ortam içerisinde yaptığını, yine 25.12.1998 günlü MED Televizyonu’nda intihar eylemleri ile ilgili yaptığı konuşmanın kendisine ait olduğunu ve bu konuşmaları duygusallıkla yaptığını, 18.06.1998 günlü Panel Programı’nda geçici köy korucuları ile ilgili yaptığı konuşmanın doğru olduğunu, korucuların üzerlerine en çok gelen grup olduğunu, kendilerine saldırdıkları için korucuların hedef alındığını, PKK’nın şiddet anlayışında sivil vatandaşlara yapılan saldırıların çok olduğunu, bilhassa 1987 yılından sonra yoğunlaştığını, yarı çete anlayışı olan bu saldırıları kendisinin tasvip etmediğini, önüne geçmek için büyük mücadele verdiğini ancak başarılı olamadığını, PKK’nın terör eylemlerinden en fazla zararı bölge halkının gördüğünü, başlangıçta bölgenin özgürlüğü için ortaya çıktıklarını, ancak daha sonra kendilerine katılımlar olduğunu, bölgede öteden beri süregelen düşmanlıkların olması, Şemdin SAKIK gibi, Kör Cemal gibi, Şahin BALİÇ gibi, Cemil IŞIK gibi, PKK’dan yönetimi ele geçirenlerin baskılarını ve eylemlerini daha duyarlı bölge halkı üzerinde yoğunlaştırdıklarını, kendisinin buna sonuna kadar karşı koyduğunu, hatta bu şekil eylemleri gerçekleştirenlerden bazıları (Kör Cemal Kod) Halil KAYA, (Hogir Kod) Cemil IŞIK, (Mete Kod) Şahin BALİÇ gibilerini cezalandırdığını, Şemdin SAKIK’ı da cezalandıracağı sırada ellerinden kaçtığını, suçlu görülen şahısların merkez komutasınca yargılandıklarını, yargılanma sonucunda kendisinin özel onayıyla cezaların infaz edildiğini, kendisinin özel onayının önemli kişiler için alındığını, cezalandırmaların ARGK Yönetmeliği çerçevesinde yapıldığını, Terör eylemleri sonucu meydana gelen ölü ve yaralı sayısı ile ilgili bilançonun doğru olup, ölü ve yaralı sayısının belirtilenden de daha fazla olabileceğini, bu olayların emrini kendisinin verdiğini, sorumluluğun kendisine ait olduğunu, 1993 yılındaki ateşkesle ilgili olarak bu tarihte Celal TALABANİ’nin Şam’a geldiğini, kendisine Özal’ın ateşkes konusunda talebi olduğunu ilettiğini, böyle bir beklentisi olduğunu söylediğini, daha önceden bazı gazetecilerle yaptığı röportajlarda da bu izlenimi edindiğini ve bunun üzerine 15 Mart 1993 günü Celal TALABANİ ile birlikte ateşkes ilan ettiğini, Örgütün mali kaynaklarının büyük çoğunlukla Avrupa’dan bağış ve kampanyalardan elde edilen gelirler olduğunu, vergilendirme adı altında para toplandığını, 1991-1993 yılları arasında bölgedeki mütahitlerden yüzde itibariyle bir miktar örgüte gelir adı altında para alındığını, Körfez Savaşı’nda kuzeye doğru sürülen insanların bıraktıkları, silahları topladıklarını ve bir kısmını da para ile satın aldıklarını, PKK tarafından kullanılan Strella füzelerinin Yunanistan temsilcisi Rozalin Kod Ayfer KAYA’nın yardım kampanyası oluşturup, kiliselerden ve kendilerine yakın halktan topladıkları paralarla 20 adet Strella füzesini tüccar vasıtası ile Sırbistan’dan satın aldıklarını ve kendilerine Kuzey Irak’ta teslim edildiğini, yine örgütün kullandığı Sam 6 ve Sam 7 füzelerini Kuzey Irak’taki boşluktan yararlanarak temin ettiklerini, PKK’nın siyasi görüşüne uygun propaganda yapmak amacıyla MED Televizyonunu kurduklarını, finansını bağış yoluyla temin ettiklerini ve toplanan paraları yasal hale getirmek için vakıflar kurduklarını ve bu televizyonda çalışan kişilerin örgüt elemanları olup gönüllü olarak çalıştıklarını, Kendisinin bilgisi dahilinde PKK örgütünün uyuşturucu kaçakçılığı yapmadığını, ZAROS bölgesi dedikleri Van ve Hakkari bölgesinde yapılan uyuşturucu ticaretinden oradaki sorumlularının, bu uyuşturucu ticaretini yapanlardan pay aldıklarını, bunun dışında örgütün, https://trcasinoplay.online/2025/01/08/27433787 uyuşturucu ticareti ile iştigal etmediğini, kendisinin uyuşturucu ticaretine karşı çıktığını, 1995 yılında Lahey’de kurulan ve merkezi Brüksel’de olan Sürgünde Kürdistan Parlamentosu’nun kurulmasını desteklediğini, bu parlamentonun 65 üyesi mevcut olup 12 tanesinin PKK Temsilcisi olduğunu, diplomasi alanında faaliyet göstermek ve Avrupa’daki birçok kişi ve kuruluşlar için rahatça ilişki kurabilecekleri legal ve kabul görmüş bir oluşum meydana getirmek için kurulduğunu, PKK örgütünün klasik anlamda siyasi parti olmaktan öte parti, ordu ve cephe şeklinde teşkilatlandığını, kendisinin örgütte genelde APO Kod adıyla anıldığını, yazışmalarda Ali Fırat Kod adını kullandığını, ayrıca yurtdışı temsilciliklerinin olduğunu, yine örgüte bağlı Kürdistan Özgür Kadınlar Birliği (YAJK) örgütünün olduğunu, emrinde Avrupa dahil 3.000 kadar örgüt elemanının olduğunu, 1979 yılında Suriye’ye geçtiğini, Filistin örgütü ile irtibat kurarak bu örgütten demokratik cephe-kimliği temin edip, bu kimliklerle Lübnan’a geçtiklerini, Filistin örgütünün kendilerine Bekaa vadisinde kamp yeri verdiğini, HELVE adı verilen bu kampın daha sonra ismini Mahsun Korkmaz Akademisi olarak değiştirdiklerini, 1992 yılında tekrar Suriye’ye geçtiklerini, burada El Muhaberat elemanı Ağa Kod Mervan Zerki ile ilişki kurduklarını, bu şahsın Suriye İstihbaratı ve Devleti ile aralarında bir halka oluşturduğunu, Suriye’ye geldiklerinde evler satın aldıklarını veya kiraladıklarını ve daha sonra bu evleri parti okullarına çevirdiklerini, Suriye’de bulunduğu süre içerisinde Ali Ammar adına tanzim edilmiş Demokratik Cephe kimliği ile dolaştığını, 1992 yılı sonunda 9 Ekim 1998 yılına kadar ağırlıklı olarak Şam’da kaldığını, 09 Ekim 1998 günü Rozerin kod Ayfer KAYA ile birlikte Suriye’den çıkış yapıp Yunanistan’a geldiklerini, o zamana kadar PKK'ya dost olduğunu ifade eden Yunanistan’ın iltica talebini kabul etmemesi nedeniyle, Yunanistan’dan ayrılıp Moskova’ya geldiklerini, Rusya’da kalmasını DUMA’nın kabul etmesine rağmen Rusya Başbakanının karşı çıkması nedeniyle 33 gün sonra Rusya’dan ayrılmak zorunda kaldığını, bazı İtalyan milletvekillerinin daveti üzerine yanında Roma temsilcisi Ahmet YAMAN olduğu halde Rus yolcu uçağı ile Roma’ya geldiklerini, İtalya’da siyasi iltica talebinin kabul edilmesini beklerken, tutuklamanın gündeme geldiğini, daha önce gerek İtalya gerekse Avrupa Devletleri’nin her gün yüzlerce Kürt’ün siyasi bile olmayan iltica taleplerini kabul ederken kendisinin siyasi olan iltica talebini kabul etmediklerini, giderek üstündeki baskıyı artırdıklarını, kaç kurtul şeklinde kendisine karşı bir tutum göstermeye başladıklarını, bu baskılar karşısında İtalya’da toplam 66 gün kaldıktan sonra 16 Ocak 1999 günü İtalya’dan ayrıldığını, ayrılmadan önce Rozalin vasıtası ile Güney Kıbrıs’tan kırmızı pasaport temin ettiğini ve tekrar Moskova’ya geldiklerini, Moskova’nın ters tutum takınması sonucu 29 Ocak 1999 tarihinde Rusya’dan ayrıldıklarını, Yunan gizli servisine ait uçakla tekrar Yunanistan’a geldiklerini, Yunanistan yetkililerinin karşı çıkmaları sonucu tekrar kendisini uçakla Minsk Havaalanı’na bıraktıklarını, burada da kabul görmemesi üzerine sonuçta mecburen tekrar Yunanistan’a dönme gereğini duyduğunu ve oradan da kendisini Kenya’ya götürdüklerini, Yunanistan’ın PKK örgütü ile ilişkilerinin, Suriye’nin PKK örgütü ile ilişkilerine benzediğini, 1988 yılında Lübnan’da Badovas ve Nagazakis ziyaretleri ile bu ilişkilerin başladığını, 1994 senesinde Yunanistan’da PKK örgütünün kamplarının açıldığını, Lavrion kampında PKK'lı gençlere daha çok ideolojik eğitim verildiğini, ayrıca bomba eğitimi yapılan Dimitri Elen Kampının olduğunu, bu kampın sorumlusunun Mahir Kod Fethi DEMİR olduğunu, ayrıca Yunanistan’da küçük grupların yerleşmesi için evlerin bulunduğunu, Yunanistan’da sivil kurumlardan, kiliselerden ve sendikalardan para yardımı aldıklarını, İran’da Urumiye’de bir hastanelerinin mevcut olduğunu ayrıca İran-Irak sınırına yakın ve İran topraklarında kalan kamp yerlerinin olduğunu, Ermenistan’da temsilciliklerinin bulunduğunu, Almanya’da çok sayıda demek ve temsilciliklerinin olduğunu, Avrupa’nın kendisini Türkiye’ye karşı kullandığını, Türkiye’yi ve kendisini karşı karşıya getirirken, Türkiye’nin de önünü kesmeyi hedeflediğini, insan haklarından çok sık bahseden Avrupa’nın kendisini kullanmak suretiyle çok kan dökülmesine sebep olduğunu ve sonuçta insan haklarını işletmeyerek iki yüzlü olduğunu gösterdiğini, bu nedenle Avrupa’yı kınadığını, kendisinin sebep olduğu eylemler nedeniyle yüz binlerce Kürt’e siyasi olmadığı halde iltica hakkı tanırlarken kendisinin PKK örgütünün başı ve bir numaralı siyasi adamı olduğu halde kendisine siyasi sığınma hakkı tanımadıklarını beyan etmiştir.

2871’inin, 3874 rütbeli ve rütbesiz askerden 2778’inin, 247 polisten 148’inin, 1225 geçici köy korucusundan 960’ının, yaralananlardan 5620 vatandaştan 4009’unun, 8178 askerden 6192’sinin, 909 polisten 606’sının, 1655 geçici köy korucusundan 1373 ‘ünün, 1993 yılından 15.02.1999 tarihine kadar geçen zaman içerisinde meydana gelmesi, ayrıca güvenlik güçleri ile çatışmaya zorlanan ve sonunda ölü olarak ele geçirilen 18777 PKK elemanından 12623’ünün, yaralı olarak ele geçirilen 647 kişiden 502’sinin 1993 yılından bu yana gerçekleşmiş olmasının, sanığın savunmasının hangi gerçeklere dayandığını ve ne derecede samimi olduğunu ortaya koyduğunu, PKK'nın V. Kongresi’nin 08-27 Ocak 1995 tarihinde yapıldığını, bu kongrede ajan ve GKK'ları aileleri olarak tanınan şahıslara imha şeklinde yönelineceği, bu tür şahısların birbirleri ile çelişkilerinin derinleştirilmesinin sağlanacağı, malvarlıklarına el konulacağı, güvenlik ve ekonomik yönde abluka altına alınarak imkanlarının kısıtlanacağının kararlaştırıldığı, keza 1-5 Mayıs 1996 tarihlerinde yapılan IV. Kl. :66) 5. Sanık Abdullah ÖCALAN Esasa ilişkin savunmasında: Sanık, davanın esası hakkındaki savunmasının temelinde isyan gerçeği kadar sonuçlarının bilimsel ele alınışına ağırlık vermenin büyük önem taşıdığına inandığını belirterek, Cumhuriyet Başsavcılığının Esas hakkındaki mütalaasının iddianamenin bir özeti olup, kendisinin ilk savunmasından kapsamlı alıntılar yapmakla birlikte aynı sonuca gittiği, kişi ve örgüt olarak geçirilen değişimi samimi bulmadığı, bir çıkmazı ifade ettiği, dolayısıyla eylemlerin yoğunluğu, çokluğu ve halen manen de olsa örgütle bağının devamlılığını da belirterek TCK'nun 125. maddesiyle cezalandırmayı öngördüğünü, En üst resmi yetkililerce de son “Kürt isyanı “ olarak değerlendirilen PKK önderlikli bu isyanın gerçekten hangi tarihi geçmiş kadar toplumsal koşulların ürünü olduğunu değerlendirilmediği, olayları bireysel terör boyutuna indirmenin mantıklı olmadığı gibi yanlış sonuçlara ve çıkmazı derinleştirmeye götüreceğini, 1970 Türkiyesi’nin ciddi bir sosyal patlamayı yaşadığı, yasal düzeni zorladığı, hem 12 Mart 1971 hem de 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesiyle açığa çıktığını, yasallığın ciddi şekilde zorlanarak beraberinde 27 Mayıs askeri müdahalesi sonucu nisbi demokratik özelliği olan Anayasayı budamayı ve 1982 antidemokratik özellikleri yaygın olan Anayasanın getirilmesiyle sonuçlandığını, 1980 öncesi iktidar, muhalefet, sağ-sol tüm partilerin yasadışı ilan edilmiş olduğunu, PKK'nın da bu dönemin yasadışı bir hareketi olarak doğup ağırlıklı olarak Kürtlerin toplumsal gerçeğine dayalı iyi araştırma, propaganda ve giderek eylem hareketi olarak geliştiğini, çıkışın yasal değil meşru olduğunu, özellikle 1982 Anayasasına dayalı olarak geliştirilen “dil yasağı”na kadar varan ağırlaştırılan bir baskı sistemine karşı isyanın yasal olmamakla birlikte meşruiyetinin önemle göz önüne getirilmesi gerektiğini, temel sloganlarının “bağımsızlık ve özgürlük” olarak belirlendiğini ve buna göre genel program ve eylemliliğe yöneldiklerini, PKK'nın bu yaygın eylemliliğin başta gelen sorumlularından biri olmakla beraber, “Kürt sorunu“nun tartışmasını Ankara’da önünde bulduğunu, yine “Kürt hareketi” ile Kuzey Irak'ta olup bitenleri de öğrendiğini, bu iki yönlü etkilenmeden giderek etkileyen bir güç konumuna geldiğini, Özce, PKK'nın düşünce ve eylem olarak yasalar açısından ne kadar sorumlu tutulsa da, dayandığı toplumsal zemin, içindekilerin kişilik özellikleri, direniş tarzı ve uygulanan baskı biçimlerinin de sorumlulukta önemli pay sahibi olduklarını, demokratik bir toplumda ve devlet yapısında bu tür isyana yatkın toplum ve bireylerin bu yaygınlıkta ve şiddette ortaya çıkmayacaklarını, slogan ve programlarının böyle ayrılıkçı ve sert olmayacağını beyan ederek; PKK’da dönüşümün bir çıkmaz değil bir gereklilik olduğunu, Sovyet sisteminin 1990’lara doğru çözülüşünün en az 200 yıl önceki Fransız ihtilali kadar demokratik dönüşüm üzerinde etkide bulunma potansiyeli taşıdığını, başta doğu Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde demokratikleşme yönünde gelişmelere yol açtığını, nasıl Sovyet Ekim devriminin Türkiye’nin ulusal kurtuluşunda en önemli dış katkıya yol açmışsa, bu çözülüşün de yanı başındaki Türkiye ve diğer Türki Cumhuriyetler üzerinde soğuk savaş döneminden kalma ve demokratikleşmeyi zorlaştıran statükodan uzaklaştırma yönünde o kadar derinden olumlu gelişmelere yol açtığını, bu yıllarda tam bir demokratik hareketlenme sürecine çok sancılı da olsa girildiği, yasalara pek yansımasa da sosyal ve siyasal dokunun hızla kabuk değiştirdiğini, Kürt toplumunda da bunun adeta devrimsel bir biçimde “serhıldanlar” olarak yaşandığını, Kürt objektifliğinin yasal olmasa da fiili olarak devletin en üst kademelerinde tanındığını, bunun önemli bir demokratik adım olduğunu, PKK’nın dönüşüm gerçeğinden bahsederken, her şeyden önce dünya ve ülke çapında bu gelişmelere objektif olarak dayandıklarını, PKK’nın kuruluş yıllarının; soğuk savaşın katı ideolojik kamplara ayrılmış Kürt objektivitesini ağır bir inkar ve iradesizliği yaşadığı statükocu yıllar olduğunu, ayrıca anarşik yanı ağır basan, demokratikleşmeyi pek tanımayan gençliğin sağ-sol kamplara alabildiğine parçalandığı bir sürecin damgasını taşıdığını, hem program hem eyleminde bu yıllardaki dogmatik, ideolojik yaklaşımla, gençliğin radikal çıkışının derin izlerinin olduğunu, 1990’lar da dünya genelinde bir çok örgüt yapısında olduğu gibi Türkiye’nin partiler ve örgütsel yapısında da kaçınılmaz olarak dönüşüm yaşandığını, PKK’da da yaşanılan ağır çatışma ortamı nedeniyle bu yönlü gelişmelerin ortaya çıktığını, kendisinin bu yıllarda PKK program ve eski propaganda sloganlarını terk etmesi ve yeni arayışlara girmesinin bu nedenlerle bir çıkmazı değil bir kaçınılmazlığı ifade ettiğini, PKK’da örgüt ve eylem anlayışında bir iç savaş yaşadığının gerçek olduğunu, PKK’nın öncülük ettiği eylemliliğin düzenli ve temel stratejiye ve taktiklerine uygun bir gerilla benzeri savaş olarak geliştiğini söylemenin zor olduğunu, hele hele en üst düzeyde sorumlu olarak, çatışma tarzının kendisinin istediği doğrultuda geliştiğini sanmanın büyük yanlışlık olacağını, olsa olsa Kürt toplumsal gerçeğindeki ağır feodal yapının aşiret-aiIe, dinsel gerilik biçiminde parçalanma ve çelişkilerinin yüzyıllardan beri süregelen tortularının PKK içinde can bulması ve kendini konuşturmasıdır demenin daha doğru bir sosyolojik değerlendirme olacağını, katılım gösteren herkesin kendine göre “kanun benim” anlayışından hareket ederek feodal kurallara bile ters gelen bir çok tutum ve eylem içine girdiklerini, özellikle 1987’de köy korucularına yönelim adı altında hiç yönelinmemesi gereken sivillere ve bu arada kadın ve çocuklara, çatışmalarla ilgisi olmayan kişilere yönelim olduğunu, tam bu noktada PKK’nın sınırlı da olsa ideolojik ve siyasi yanları bir tarafa bırakılarak “aydınlar kaybetti”, “köylülük iktidar oldu” adı altında partinin gerçek özünü tasfiye edip ele geçirdikleri olanakları hem partinin gerçek temsil gücünü hem de halkı bireysel etkileri altına almak için bir iç çatışmayı dayattıklarını, kendisinin bunu temelde öncülük eden kişiler nedeniyle “dörtlü çete” olarak tabir ettiğini, 1987-1997 arasında bu temelde şiddetli bir savaş verdiğini, bunun şüphesiz genel sorumluluğunu kaldırmayacağını, ama ahlaki, siyasi, örgütsel ve eylemsel tavrının anlaşılması açısından büyük önem taşıdığını, PKK’yı en zor duruma düşüren eylemlerin daha çok bu süreçte ve kontrolü kendi ellerinde tutan bu tip şahıslar eliyle işlendiğini, bu tip şahısların kırsal alanın kendilerine sağladığı avantajları iyi kullanarak bildiklerini uyguladıkları ve çoğunlukla yalanla üstünü örttüklerini, bu hususların resmi betcio giril devlet raporlarında da yoğunca görülmekte ve değerlendirilmekte olduğunu, bu kişilerin sırf etkili olmak için en yanıbaşındaki yoldaşını, halktan yardımcı dostlarını bile ucuz bahanelerle cezalandırmaktan geri kalmadıklarını belirterek, Esas hakkındaki mütalaada 1990’lı yıllar madem böyle bir iç mücadeleyi yaşadığı halde neden en çok tahribat ve kayıpların yaşandığına dayalı kapsamlı bir liste verildiğini, çatışmaların en çok içte ve dışta bu yıllarda yoğunlaştığı göz önüne getirildiğinde sorunun cevap bulacağını, özellikle 1993-1996 devlet bünyesinde de kontrolden çıkmanın yaygın yaşandığı, bir çok faili meçhul kayıplarda bu durumun önemli payı bulunduğu, devletin gücünün yasadışı kullanıldığının resmi “Susurluk Raporu”nda açıkça dile getirildiğini ve halen açığa çıkmamış bir çok çete odağından bahsedildiğini, “30.000 kişinin katili, bebek katili” gibi sıfatların adaletsiz ve gerçek dışı bir yaklaşım olup reddettiğini, eri başta gelen sorumlulardan olduğunu, ama tek sorumlu olmadığını, Cumhuriyetin kuruluşundan beri Türkiye’nin, içte demokratikleşmeme, dışta da gücüne göre önderlik edebilecek rolünü oynamamasında Kürt sorununda gereken bilimsel demokratik yaklaşımı gösterememenin temel neden olduğunu, çıkmaz ve çatışmada ısrarın gelecek yüzyılın da kaybı olacağını, eğer klasik anlamda Kürt sorununun demokratik ve kültürel yaklaşımdan uzak ele alınması halinde bu çıkmazın, dolayısıyla çok güçlü bir alt yapı kazanmış çatışma ortamının derinleşerek devam edeceğini, bu durumda; 1. Askeri silahlı çatışmanın kurumsallaşarak devam edeceği, PKK’nın düşük ve orta düzeyde bir savaşı rahatlıkla sürdürebileceği, ordunun da daha fazla bu işe girerek geçen 15 yılın çok ötesinde önümüzdeki yüzyıla yayılabileceğini, 2. Başta bölge Kürtleri olmak üzere Ortadoğu ve dünya Kürtlerinin çeşitli ve sıraladıkları stratejik güçlerce yönlendirilerek Türkiye karşıtlığının geliştirileceği, savaş ve çıkmazın derinleşmesinin belki de Türkiye’yi hedef haline getireceği, başta komşu ülkeler olmak üzere Türkiye ile sorunu olan herkesin hem kendi Kürtlerini hem de yoğun mültecilikle yanına çektiklerini politize edip çıkarları için kullanacaklarını, 3.Çıkmaz ve çatışmanın derinleşmesinin ekonomik faturayı daha da ağırlaştıracağını, 4.Eğitim ve kültürel gerilemenin kaçınılmaz olduğunu, 5.Çıkmaz ve çatışmanın süregitmesi, Türkiye’nin özellikle demokratik gelişmesini nasıl şimdiye kadar frenlemiş ve çarpıtılmışsa, bu haliyle artarak devam edeceğini, devlet yapısında arzulanan demokratik yönlü değişimlerin olmayacağını, 6.Mevcut çıkmazın dış politika üzerinde de etkili olduğunu, özellikle Avrupa’nın kendi çıkarlarına dayalı demokrasi gerekçelerini göstererek istediği gibi davranmakta olup AB’ye bu nedenle girilemediğini, sorunun demokratik bir tarzla aşılamamasının nasıl içeride büyük olumsuzluklara yol açıyorsa dışa doğruda istenilen atılıma da imkan vermediğini beyan ederek Sorunlara demokratik çözümün Türkiye’nin kazanılmış geleceği olabileceğini, özce geleceğin olası çözüm sonuçlarının; 1. Kürtlerin demokratik Cumhuriyetle bütünleşmesi geliştikçe bunun askeri anlamda da karşı tehditten stratejik bir güç kaynağına dönüşeceğini, içte ve dışta PKK’nın askeri savaş olanaklarının çözümle birlikte Türkiye’nin hizmetine gireceğini, karşılığında verilenin ise artık dünyanın her tarafında verilen doğal demokratik ve kültürel haklar olacağını, kolay ve en masrafsız çözüm derken bunu kastettiğini, “en kolay ve en zor barış” deyiminin burada kendini gösterdiğini, dev boyutlu askeri masraflardan kurtulma, acı ve kayıpların durması, başka bir çok güce tavizkar olmamak kadar karşılarında güçlü pozisyonda olma, içte tıkanmanın aşılmasıyla çok güçlü ekonomik, sosyal, siyasal, -kültürel gelişme süreçlerine girme, dış politikada başta Avrupa olmak üzere bir çok mevzie girme ve gerçekten bölgede lider ülke konumuna yükselmenin bu çıkmazdan ve çatışma ortamından kurtulma ile yakından bağlantılı olduğunu, Türkiye’nin stratejik olarak tehlike arzeden birçok odaklar karşısında çözümle birlikte güç kazanmasının işin can alıcı özünü teşkil edip geleceğin kurtarılması derken bunu kastettiğini, 2. PKK’nın askeri sorun olmaktan çıkmasının Kürt sorununun siyasal çözümünün yolunu açacağı ve beraberinde siyasi sorun olmaktan çıkması anlamına da geleceği, devletin bütünlüğünü ve birliğini zorlamaktan ona güç verme sürecine girileceğini, devletle demokratik bütünleşme yolu açıldıkça devlete karşı konumun aşılacağını, PKK’nın tüm iç ve dış merkezleri ile kurumlarının anlamsız hale gelerek tehlike olmaktan çıkacağını, 3. Çıkmazda ve çatışma sürecinde ileri çapta devlete yabancılaşmış, ters düşmüş Kürt halk yığınlarının da bu Çözüm tarzıyla rahat kazanılacağı, Kürtlere uzanacak barış ve dostluk elinin büyük birlikteliğe ve kaynaşmaya götüreceğini, 4. Sorunun çıkmaz ve çatışma sürecinden kurtulmasının ekonomik olarak gelişmenin önünü alabildiğine açabileceğini, 5. Türkiye’nin siyasi koşullarında ve Anayasal hukukunda Kürt sorununun en pratik çözümünün demokratik ve kültürel haklarını kullanmadan geçtiği, çıkmazın böyle aşılacağı ve şiddetle artık bir yere varılamayacağının dava dolayısıyla daha iyi anlaşılmış olduğunu, demokratik ve kültürel kimliğin iyi anlaşılması gerekli olup siyasi kimlikten farklı olduğunu, daha çok devletle özgür yurttaş ve özgür toplum temelinde demokratik birliği ifade ettiğini, 6. Cumhuriyetin kuruluşundan beri demokratikleşmenin bir engeli haline getirilen ve gittikçede ağırlaşan sorunun demokratik çözümünün en çok Türkiye genelinde siyasi yapının da demokratikleşmesinde kilit rol oynayacağını, 7. İç çıkmaz ve çatışma ortamının demokratik çözüm yolunun en çarpıcı etkisini dışa açılımda göstereceğini, ağır ekonomik ve siyasal sorunlarını çözmüş güçlü ekonomik ve demokratik yapısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politika adımlarının daha başarılı sonuç vereceği, en başta AB'ne üyeliğin sorun olmaktan çıkıp bunun gerçekleşeceğini beyan edip, Sonuç olarak; İmralı sürecinin tarihi bir başlangıç olabileceğini, uzun bir tarihi süreçten gelen ve gerçekten önemli toplumsal nedenleri olan bu isyanların doğru bir değerlendirmesinin yapılarak çıkarılacak dersler ışığında PKK önderlikli son “isyan hareketi”ni gerçekten “son” haline getirmek mümkün ve gerekli olup savunmalarında bunun gerekçelerini ortaya koymaya çalıştığını, sorunların çözüm yolunun artık demokratik sistemin geliştirilmesinden ve çizilecek çerçevesinden geçtiğini, bu konuda savunmasında alıntılar yaptığı Anayasa Mahkemesi Başkanının 37. kuruluş yıldönümünde yapılan konuşmasının umut verici olup, demokratik ve kültürel haklarında temelini teşkil ettiğini ve çözüm yolunu gösterdiğini, girilen doğrultunun bu olduğunu, demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve onun demokratik Anayasasının bunun somut ifadesi olacağını beyan etmiştir.

108 betine giriş

1984 yılında Rusal Heym kentinde bir PKK'lının örgüt tarafından öldürülmesi, haraç almalar, işgaller, kundaklama olayları, zorla gazete ve dergi satılması, zorla para toplama gibi Almanya’da da PKK şiddet hareketlerinin yaygınlaşması üzerine sadece kendi ülkelerini düşünerek bu eylemlere son verilmesini sağlamak için birçok devlet görevlileri Şam’a giderek sanık Abdullah ÖCALAN ile görüşmeler yapmıştır. Kürt halkı kurtuluş mücadelesini bazı alanlarda eylem biçimleri ile sınırlayamaz.”, Sanık tarafından V. Kongre’ye sunulan politik raporda “1993’te biraz da geçiş arzeden o dönemi bir ateşkes ile lehimize çevirmek istedik ve bu çok önemli bir adımdı. Alternatif Linkler: Eğer ana adres erişilemezse, Betpuan554 tarafından sunulan alternatif linkleri kullanabilirsiniz. Kayıt butonuna tıklayın: Siteye erişim sağladıktan sonra ana sayfada yer alan "Kayıt Ol" butonuna tıklayın. Siteye Girin: Tarayıcınıza giriş linkini yapıştırarak Betpuan556 ana sayfasına ulaşın. Böylece, Betpuan556 avantajlarından tam anlamıyla yararlanabilirsiniz. Email Bültenleri: Betpuan556 kaydınızı yaptırdıysanız, e-posta bültenlerine abone olun; böylece her güncel adres değişikliğinde anında bilgi alabilirsiniz. Bu adımları takip ederek, Betpuan556 üzerinde hızlıca hesap açabilirsiniz. Betpuan554’i kullanmaya başlamak için öncelikle bir hesap oluşturmalısınız. 18.07.1998 tarihinde Iğdır ili, Tuzluca ilçesi, Kozkoparan Köyü muhtarı Ahmet KAYA, 30.08.1998 tarihinde Kahramanmaraş, Elbistan ilçesi, Atmalıkoşanlı köyü muhtarı sırf muhtar oldukları ve devlete hizmet ettikleri için PKK elemanlarınca öldürülmüşlerdir. Tarayıcı güncellemeleri: Betpuan550 tarayıcıda sıkça kullanılacak şekilde favorilere eklemek, her zaman güncel adresine hızlı erişim sağlar.

Betine giriş güncel

Mostbet Türkiye uygulaması, favori bahis pazarlarınıza ve casino oyunlarınıza istediğiniz zaman, istediğiniz yerden erişmeniz için kullanışlı bir yol sunar. Elif Kaya Elif, Mostbet314 tarafından sunulan cazip bonusları ve promosyonları takdir ediyor. Bu özelliklerden ve daha fazlasından yararlanmak için Mostbet314 mobil uygulamasını resmi Mostbet 314 web sitesinden indirin. Mostbet314 iOS uygulaması, sezgisel navigasyon ve Türk kullanıcılar için özel olarak tasarlanmış gelişmiş özelliklerle yüksek kaliteli bir oyun deneyimi sağlar. Most bet bahis şirketinin politikasına göre en fazla 7 gün içinde bütün kullanıcılar kazandıkları paraları para çekme işlemi ile çeke biliyor ve aynı zamanda da buna ek olarak bonus programı üzerinden bazı bonuslarını kullana biliyorlar. Ayrıca, casino siteleri, hoş geldin bonusları ve promosyonlar sunarak kullanıcılar için cazip hale gelirler. Seçeneklerinizi sunabilir ve programı biraz daha iyi hale getirebilirsiniz. Sadakat programı kullanıcılardan yalnızca uzun süredir Mostbe bahis sitesinde bahis yaparak oyun oynayanların katıla bildiği bir bonus programıdır. Sitenin kusursuz ve çok para kazandıran bonus politikası çerçevesinde bir de bi diğer bonus programı Sadakat programı diye geçiyor. En son giriş adresini ve güncel bonus kampanyalarını takip ederek, Madridbet’in sunduğu fırsatlardan tam anlamıyla yararlanabilirsiniz. 7slots kullanıcıları, her zaman sorunsuz bir şekilde mobil uygulamaya giriş yapabilirler.

Leovegas nz

Kartlar Dağıtılırken Adrenalini Hissetmek, Gerçek Bir Kumarhane Deneyimi Sunuyor. Özellikle Rulet Masalarındaki Canlı Yayınlar, Gerçek Bir Kumarhane Atmosferi Sunuyor Ve Krupiyelerin Profesyonelliği De Cabası. Hızlı Ödemeler: Özellikle kripto para ve e-cüzdanlar için hızlı para çekme işlem süreleri, kullanıcıların kazançlarını derhal almalarını sağlar. Özellikle hesap güvenliği ve kimlik doğrulama gibi işlemler için e-posta üzerinden iletişim kurabilirsiniz. Ahmet Yıldız Tecrübeli bir oyuncu olan Ahmet, Mostbet’i güvenli ve şeffaf platformu için övüyor. Evet, ama o zaman bir site aynası kullanmalısın. 4. Android için tasarlanmış Mostbet uygulamasının indirme bağlantısını bulun. Mobil Uygulaması, Android Ve İos İçin Özel Olarak Tasarlanmış İki Farklı Versiyonda Bulunuyor. 1. iOS cihazınızdaki web tarayıcısını açın. 1. Android cihazınızın web tarayıcısını açın ve resmi Mostbet Türkiye web sitesini ziyaret edin. Mostbet Türkiye sitesine bizim öngördüğümüze göre dünyanın ikimisli bahis sitesi birçok yerinden daha fazla giriş yapılıyor. Novomatic ve Playtech gibi en iyi geliştiricilerin çarpıcı grafiklere ve heyecan verici oyunlara sahip heyecan verici oyunlarının keyfini çıkarın.5. Mostbet uygulama dosyasını indirmek için indirme bağlantısına dokunun. Uygulama, gelişmiş güvenlik ve rahatlık için Touch ID veya Face ID oturum açma seçenekleri sunarak iOS özelliklerinden tam olarak yararlanır. Bonus Bildirimleri: Bonuslar ve promosyonlar için anlık bildirimler. Mostbet sitesinin her türlü bonus avantajlarından faydalanmak için sitede kayıt yaptırarak üye olmak gerekli. Sitede gezinmenin kolaylığından bahsediyor. Mostbet sitesinin her türlü avantajlarından faydalanmak için sitede kayıt yaptırarak üye olmak gerekli. Sitede para yatırma için ödeme sistemine bağlı olarak bazen minimal para yatırma talebi 100 tl olarak gözüke biliyor. Hesap Yönetimi: Kolay para yatırma ve çekme işlemleri. Mostbet bahis ve casino kategorisindeki diğer bütün rakip şirketlere göre aralarında en yenilikçi ve hızlı bir şekilde bu işlemleri yapan diye biliniyor. Profil oluşturma aşamasında tüm kişisel verilerin belirtilmesini içeren genişletilmiş bir kayıt yöntemi de vardır. Mostbet sitesinde kayıt olmakla para kazanaağınız ve diğer avantajlarla Mostbet sitesinde bahis üyeliği ve hesabı yapmak için sarf olunan zaman arasındaki bağlantı tamamen terstir. Mostbet Casino, 2009’dan Beri Faaliyet Gösteren Ve Curaçao Oyun Komisyonu Tarafından Lisanslanmış Bir Online Casino Macerasıdır.


Linked News:

https://playtrgame.online/2025/01/08/hznhm7g208p betturkey giriş güncel betcio 245 en iyi kazandıran slot oyunları